Anneler ve Kızları 21

Anneler ve Kizlari 21Annem sorularıma itinalı, detaylı ve çok değerli cevaplar veriyor. Bana da istediğin gibi kısalt diyor. Elim gitmiyor kısaltmaya, her bir satırda çok değerli mesajlar var. Bir de gözlemlediklerim eklenince eşsiz öğretiler çıkıyor benim için. Sorumu sorduktan sonra Fatih dayım ve annemin bir telefon konuşmasına şahit oldum. İki kardeş yaklaşan bayramı planlıyorlardı. Fatih dayım annem yorulmasın diye bayramın mönüsüne bile müdahale ediyordu. Sanırım bu tecrübenin içinde benim sorumun cevabı yatıyor. Çocuklarım, Ece ve Mekin ileride huzurla bayram kutlayabilmek için her zaman bir yürek ve el ele olmalılar tıpkı bugünlerde güzel ülkemin bu birliğe ihtiyacı olduğu gibi. Tıpkı annem ve kardeşleri gibi… Ve şimdi söz annemde…

Selin’ciğim, hatırladığım yaşlar… Babam Fatih Kaymakamı. Henüz daha 3 kardeşiz. Muti dayın dünyaya gelmemis. Günler evvel hazırlık başlardı. Önce ev temizlenir perdeler yıkanır, şekerlikler, likör takımları hazırlanır, bayramına göre mönü yapılırdı. Bir hafta önceden bayramda giyeceğimiz giysiler alınır, ayakkabılarımız, çoraplarımızz alınırdı. Bayramlık diye bir kavram vardı. Bayram sabahı iç çamaşırımızdan çorabımıza kadar yeni giyinirdik. Ama en güzeli arife günü kapı çalar, kocaman bir sepet Ankara’dan, Küçükannem (anneannem) ve dedemden gelirdi. İçinde el emeği göz nuru örülmüş, dikilmiş üç kardeşe bayram hediyeleri olurdu. Örgüler küçükannemden, dikilmiş elbiseler Meral yengemden….O sepetten çıkanlar bizi çok mutlu ederdi. Fatih dayın çok küçük olduğu için, kimbilir belki de erkek torun diye ona biraz iltimas geçilir, oyuncaklar da çıkardı. Oya da ilk torun olduğu için galiba sanki o da kayrılırmış gibi gelirdi bana. Ama ben ilerleyen yıllarda bunun sebebini daha iyi anladim. Nasıl olsa arkadan küçülmüşleri ben giyerdim. Şimdi sen soruyu sorduğunda geriye dönüp baktığımda belki de bugüne kadar kendime bile tekrar etmediğim duygularımı kaleme aldım.
Ne kadar güzel degil mi? Kaç çocuğa nasip olur? Her bayram yıllarca devam etti bu hediyeler.
Annem arife günü akşamı herkesin giysisini iç çamaşırından çorabına kadar hazırlardı. Bir gün evvelden banyomuzu yapardık, sabah erkenden kalkar, üstümüzü giyinirdik. Saçlarımız taranır, annem, babam da giyinir, hepimiz sıra ile önce babamın sonra annemin elini öperdik. Babam yaşa göre bayram paralarımızı hazırlardı. En büyük payı Nilgün ablam alırdı, sonra Oya sonra ben ve en son Fatih.
Bu arada ailemizin çok değer verdiği Nilgün ablamızı anlatmalıyım. Babam Kurşunlu’da kaymakamken annesi ‘’Ben hastayım kaymakam bey, kızım sana emanet demiş’’. Nilgün ablam küçücükken bize emanet edilmiş. Ablamla arası üc dört yaş kadar sanırım. Annem ve babam onu bizden hic ayırmazlardı. Bizim bayram alışverişimizde eksik olsa bile Nilgün ablamınki tam olurdu.

Bayram sabahları, babam erkenden bu seremoniler başlamadan bayram namazına giderdi. Geldikten sonra bayramlaşılır, kahvaltıya neşeyle oturulurdu. Kahvaltıdan sonra şehir dışında oldukları için ziyaret edilemeyecek aile büyükleri telefonla aranırdı. Sonra da ailenin en büyüğünden başlanarak sıra ile bayramlaşmaya gidilirdi. Bu sıra çok enteresandır. Zeynep yenge, Vasvi amcadan başlanır. Onlar Anadolu yakasında oturdukları için ilk önce onlara gidildikten sonra karşı tarafın büyükleri biter, sonra Avrupa tarafının büyüklerine gidilirdi; araba vapuru sırasına kalmamak için. Zaman ayarları yapılsa da bitap bir şekilde eve dönerdik. Genelde bütün büyüklerimiz önceden hazırladıkları mendillerin içine bayram harçlıklarımızı koyup verirlerdi. Anneciğim uzun zaman bu adeti sürdürdü.
Yaşlar büyüdükçe, daha doğrusu annemle, babam artık aile büyüğü olunca daha farklı bayramlar yaşamaya başladık. Seneler o kadar çabuk geçiyor ki amcalar, yengeler, dayılar, anneanneler, babaanneler, dedeler, büyükbabalar, halalar bizlere veda ettiler…

Biz şimdi dört kardeşiz. Hepimiz evlendik. Hepimizin çocukları, torunları var, çok büyük, çok güzel, mutlu bir ailemiz var. Ama tek tek yuvadan uçtukça, hep duşünmüşümdür. Acaba kocalarımız da babam gibi yapabilir mi? Evliliğimizin ilk yıllarında ne yalan söyliyeyim, bayram ziyaretlerini aksatmadan yapardiık. Şimdi maalesef bayramda babanı bir yere götüremiyorum. Oysa kayınvaldem, kayınpederım, bu konularda çok hassastılar. Ama oğullarını küçükken İstanbul’a yatılı okula verince bence Bafra’da kalmış Güven’in bayramları…Bunları yazarken gerçekten bugünün koşullarının insanları çok zorladığını da söylemeliyim. Trafik bir yandan problem. Bayramda habersiz gidilirdi eskiden, zaten insanlar o kadar güzel sıralarını bilirlerdi ki, en küçükler bayramın son günü evlerinde otururlardı. Onlara da gelecek olanlar son gün giderlerdi. Misafirliklerde karşılaşılsa bile yine de ayrı ayrı ziyaret yapmak adettendi. Nasıl olsa rastladık, bayramlaştık diye bir şey olamazdı.
Genelde ziyaretlerde de büyüklere giderken çikolata, yaşıtlara lokum götürülürdü.
Önümüzdeki bayram kurban bayramı olduğu için, farklı bir rituel izlenirdi. Bayram namazından sonra kurban kesilir, kavurma için sağ buttan kavurmalık hazırlanır, evin hanımları hemen mutfağa girerdi. Kavurma, pilav salatalar yapılırdı. Zeytinyağlılar, tatlılar bir gün evvel pişirilir, bayram sofrası bir sölen gibi hazırlanırdı. Sofranın etrafında bütün aile bayram yemeğinde bayramı kutlar, birinci gün kurban bayramında ev ziyareti yapılmazdı. Kurban etinin dağıtımı da aksamazdı.

Şimdi gelelim bizim çekirdek ailemize. Ben de ağabeyin ve sen küçükken size bayramlıklar alırdım. Sabahleyin erkenden kalkar onları hazırlardım. Bayram harçlıklarınızı hazırlardık ama öyle küçüğü büyüğü yok; paylar aynı… İlk önce babaanne, büyükbaba ve ayten halayı ziyaret ederdik. Daha sonra minianne ve dede… Genelde bizim aile daha büyük olduğu için orada buluşulur, birbirimizle bayramlaşırdık.

Aileler büyüdükçe ve aileden kayıplar oldukca, bayramların eski neşesi kalmıyor maalesef. Hep bir şeyler eksik gibi, bir hüzün oluyor, tarifi imkansız. Kimse kimseye belli etmiyor ama sofranın başındaki boşluk içimizi eziyor. Belki de tüm insanlar böyle düşünüyor da dile getiremiyor. Bu nedenle o kadar çok kişiden duyuyorum şu cümleyi; ‘’Şu bayramları artık hiç sevmiyorum!’’ Belki de insanlar bunun için tatile gitmek istiyorlar. Bu burukluğa katlanmak zor geliyor. Canım babacığım özel günlere cok meraklıydı. Bir ay kala bana ‘’Bayramda birlikteyiz degil mi, yılbaşında birlikteyiz değil mi?’’ diye hep sorardı. Birimizden birimiz tatile gidiyoruz desek gönül koyardı. Hatta ablamla benim üst üste olan doğum günlerimizi sıkı takip eder, bu sene sendeyiz, bu sene Oya’dayız diye sırayı hiç atlamazdı.

Ben şimdi elimden geldiğince sanki her zaman babam varmış gibi yemekleri yaparım, sofraları hazırlarım, annemi rahatlatırım. Kim gelirse çok seviniriz. Kim tatile giderse de çok seviniriz. Burada olup da saat veremeyip ama nasıl olursa olsun geleceğiz diyeni de yemeğe gelecekmiş gibi düşünürüz. Hepimiz birbirimizi çok seviyoruz. Hepimiz için tüm bayramlarımız hayırlı olsun. Bu arada bu bayramın özelliği kurban kesilmesi. Biz de bu adeti senelerce yerine getirdik. Hele Büyükada’daki evimizde bahçemiz büyük olduğu için komşularımız da bizim bahçede keserlerdi. Kış bayramlarında da Eyüp Sultan’da keserdik. Ama uzun zamandır bağış şeklinde çeşitli kuruluşlara yardım ediyoruz. Bense özellikle torunlarım olduktan sonra her ikisi de bu konuda çok hassas oldukları için, çok dikkat ediyorum. Allahtan son yıllarda hükümet de bu konuda çok tedbirler aldı. Daha medeni şekilde bu işler yapılıyor.

Bayramda kabristan ziyareti de çok kutsal bir vazifedir. Genelde arife günü yapılır. Bayramın her günü de yapılabilir. Ama sanırım babacığım bayram günü hüzünlü olmayalım diye öyle bir kural koymuştu. Şimdilerde Fatih annemi hem kabristana götürüyor hem de bayram ziyaretlerinde ona eşlik ediyor yengenle. Annem çok mutlu oluyor, benim de üzerimden büyük bir yük kalkıyor.

Zaman gerçekten çok değişti, benim çekirdek aile bireylerimin ne kadar çok çalıştıklarını görüyorum. Onlar bizim her zaman yanımızdalar. Varsın bayramlarda, tatillerde gönüllerince gezsinler, dinlensinler, eğlensinler. Eskisi gibi sadece bayramlarda aranan büyüklerden, yaşlılardan olmak istemiyorum. Amaç gönül almaksa bana özel bir whatsup mesajına razıyım ve bunu samimiyetle söylüyorum. Herkesin bayramını kutluyorum.

Ece’ye gelince, Ece de Mekin de bu anlattıklarımı birebir yaşıyorlar, onların görgüleri, neleri ileriye taşımaları gerektiğini onlara çok iyi anlatacak ve geleneklerimizi huzur içinde yaşatacaklar, buna hiç şüphem yok…

8 Responses to Anneler ve Kızları 21

  1. neslihan 09/10/2014 at 12:19 #

    Çok güzel bir yazı, birlikte, sağlıkla nice bayramları görmenizi dilerim.

  2. Zübeyde 09/10/2014 at 18:52 #

    Selin. Cim,iyi ki varsın.senin gibi. Bir kız ım olduğu için tanrıya çok şükür ediyorum.bu yazılarımın torunlarıma kalacak olması beni çok mutlu. Ediyor.seni. Çok seviyorum

    • Aydan Bednarzyk 12/10/2014 at 20:17 #

      Annemide unutmadiginiz icin cok tesekkür ederim. Annemin o zamanki bayram hatiralari tipki sizinki gibi. Ben de bu anilarla büyüdüm ve ayni bilgütay ailesinin felsefesinle yetistim. Berlinde bunlari alman ailemle yasamaya özen gösteriyorum. Bilhassa mutfak kültürümüzü istanbuldan uzak yasatmaya devam ediyorum. Annem Nilgün hamim adina tesekkürler.

  3. Sekure gedelec 09/10/2014 at 19:32 #

    Ben de srlincigim seni cok seviyorum gercekten iyiki varsin da bu yasanmisliklarin bizlerle paylasilmasini sagliyosun… Banada bir bayram anlat desen ben de annenle ayni duygulari paylasirdim onun yazdiklarini baska kelimelerle yazardim.. zubeyde ablamida seni de opuyorum hepinizin bayramini kutluyorum…

  4. Merih 09/10/2014 at 20:10 #

    Bana şimdilerde yaşamadığım bayramları Anlattı bu güzel yazı. O güzel günler gözümde canlandı birden. Iskemle yada koltuk üzerine dizdiğimiz yeni kıyafetlerimiz, yeni papuç içinde çoraplarımız!, Aile Büyük’leri terki diyar ettiler birer birer. İşin kötüsü, birçok Değeri de birlikte götürdüler.
    Sevgili Zübeyde+ Selin gerçekten iyi geldi bu yazı bana .tesadüf Facebook’ta bir arkadaşımda yakaladım. Hele uzakta olunca insan daha da tesir ediyor. Sizleri kutluyorum. Sevgiler…..

  5. Berrak Bilgütay 09/10/2014 at 21:36 #

    Zübeydeciğim süper kaleme almışsın. Bizim çocuklarımız ve torunlarımız okadar sevgi dolu kalabalık bir ailede büyüdüler ki çok şanslılar ben inanıyorum bu güzellikleri ileri zamanlara da taşirlar ve anlatırlar. Benim içinde herzaman aranmak güzelbişey. Varsın çocuklarımız istediklerini yapsın kalpten bağlılık güzel. Hepinizi öperim

  6. Selin Kutucular 10/10/2014 at 14:13 #

    Ne kadar değerli, güzel yorumlarda bulunmuşsunuz.
    Herkese çok teşekkür ederim.

    Sevgiler

  7. sinem uğur 08/07/2016 at 21:36 #

    İki cümle beni çok üzdü ve de etkiledi. Büyüklerin bizi tek tek arkalarında bırakıp gitmeleri ve insanların bayramlardaki bu özlemi yaşamamak için kendilerini dışarıya tatile vermeleri…
    Asil ve güzel hanımefendi zübeyde hanım ne kadar akıllıca ve güzel açıklamış bu bayramlardaki boş şehirleri.
    Kendisini hem fiziken hem ruh güzelliği hem titizlik olarak canım anneciğime çok benzetiyorum.
    Büyük allahım hem sizin güxel annenize hem de benim sultanıma sağlıklı upuzun ömürler versin.
    Herzaman taralı bakımlı saçları , dozunda ve özenli makyajı, şık kıyafetleriyle anneniz adeta bir masal diyarının sultanı gibi…
    Allahın nazarlardan saklamasını dilediğim güzel zübeyde hanıma ben en çok hanımeli ve manolya kokularını yakıştırıyorum.
    Tıpkı anneme yakıştırdığım gibi…
    Ellerinden öpüyorum onların.
    Hoşçakalın efendim.

Selin Kutucular için bir cevap yazın Click here to cancel reply.