Büyükada Hikayeleri 1

Buyukada Hikayeleri 1Bizim evde 21 Mart İlkbahar Ekinoksuyla beraber tatlı bir kıpırdanma başlar. Kışı da çok severiz yanlış anlamayın ama yaz Büyükada kokar ve güneşin her pırıltısı bu tılsımlı adayı hatırlatır. İlkbahar “Ada’ya az kaldı!” demektir. Ada evimiz bazen kontrolsüzce koşturduğumuz hayatın içinde huzurlu bir ‘es’tir.

Şubat ya da Mart aylarında Büyükada’ya gitmişseniz dünyanın en güzel mimozalarıyla dönmüşsünüzdür. Benim gibi “Yine kaçırdım ada mimozalarını” diyenlerdenseniz kendinizi yaz boyu begonvillere, sümbüllere, zakkumlara, yaseminlere hazırlayabilirsiniz. Yaz sonuna doğru hangi çiçeği nasıl kurutsam da İstanbul’a götürsem diye düşünmeye başlarsınız. Yaz sonu herşeyi olduğu gibi dondurmak ve hatta durdurmak istersiniz aslında. Dokuz ay sürecek hasret öncesi eliniz hiçbir şeye gitmez, şuracıkta, hamağımda, asma yaprağının altında, bisikletimin yanında, dedemin kulağıma fısıldadığı masallarla kıvrılıp kalıvereyim dersiniz.

Eskiden 19 Mayıs’ta çıkılan Büyükada’dan 29 Ekim’e kadar inilmezmiş şehre. Şimdilerde üç ay zor kalabiliyoruz Ada’da. Kimbilir belki de bundan hep bir “Tadı damağımızda” duygusu var. Dünyadaki tüm adalıların ortak bir duyguyla adalarını özlediklerini düşünmüşümdür. Hem içeride hem dışarıda, hem ırak hem yakın ve hem yalnız hem bir olmak bir adalının ayrıcalığıdır. Bu gerçekten de özlenesi bir duygudur. Ve ben sanırım Büyükada’yı çok özledim…

Fotoğraf: Özge Mine Sarıçam

4 Responses to Büyükada Hikayeleri 1

  1. Oya Karadag 05/04/2014 at 14:06 #

    ben “Adali” degilim ama Büyükada´yi bir kez görme serefine nail olmustum esim sayesinde.. her tarafini gezip göremedik maalesef :( orada uzun süre kalmak o atmosferi konsantre bir bicimde yasamak isterdim. Siz cok sanslisiniz bu anlamda :)

  2. Mine Erman 05/04/2014 at 17:31 #

    Selinciğim,

    Sen, pozitif tabiatınla, yaşamı, doğayı, her türlü canlıyı en güzel şekilde belleğinde taşıyıp ilk günün tazeliğiyle bizlere yansıtan ve yaşatan tanıdığım ender kişilerden birisin….
    Yüreğindeki coşku hiç sönmesin….O sevgi ile yaptığın, yaratıcılığını da katarak pişirdiğin yemeklerin lezzetine doyum olmuyor.. Senden çok şeyler öğreniyorum. Durmak yok–devam…

    Seni çok seviyoruz.

    Mine Erman

  3. Hülya 05/04/2014 at 23:43 #

    Ben de adalar hayraniyim ve kendimi bambaska bir dünyada hissederim hep gidince, bahceleri rengarek cicekli konaklari tek tek görmek isterim,iclerine girmek ve yasanmis odalara girip,antikalara dokunmak ve hayaller kurmak hep arzumdur ve bu yüzden Ada sofralari programinizi hep bu hayalleri kurarak izler ve hic kacirmak istemezdim. Kimbilir bir gün gelirsem sizinle bisikletle gezerken karsilasabiliriz Selin Hanim :) Yazilarinizi zevkle takip ediyorum, sevgiyle kalin …

  4. Selin Kutucular 29/09/2014 at 13:32 #

    Ne mutlu bana. Ne hoş, ne pozitif yorumlar… Takipleriniz için teşekkür ederim.

Hülya için bir cevap yazın Click here to cancel reply.